- Dyt. Şevval ŞENGEZEN GÜNDOĞDU - 05-10-2024 16:37:48
Duygusal açlık, fiziksel açlıktan farklı olarak, belirli bir duygu durumuna tepki olarak ortaya çıkan bir yeme isteğidir. Genellikle stres, üzüntü, yalnızlık hatta mutluluk gibi yoğun duygusal deneyimlerle tetiklenir. Bu tür açlık, vücudun enerji ihtiyacından ziyade zihinsel ve duygusal ihtiyaçlardan kaynaklanır. Herhangi bir medikal hastalıktan bağımsız olarak, beden ağırlığı denetiminde sorun yaşayan birçok bireyin, kilo artışının ana sebeplerinden biridir.
Fiziksel açlık, genellikle belirli aralıklarla ve vücudun enerji depoları tükendiğinde ortaya çıkar. Yavaş yavaş gelir ve herhangi bir yiyecek ile tatmin edilebilir. Ancak duygusal açlık aniden belirir ve bireyler tok olduğu halde belirli bir yiyeceğe karşı yoğun bir istekle kendini gösterir. Çoğu zaman bu yiyecekler yüksek kalorili, şekerli veya yağlıdır ve kısa süreli rahatlama sağlarken uzun vadede pişmanlık ve suçluluk duygularına yol açabilir.
Duygusal açlıkla başa çıkmak zorlu bir süreçtir, ancak bu durumu yönetebilmek için bazı etkili stratejiler geliştirmek mümkündür:
Farkındalık Geliştirme
İlk adım, duygusal açlığın farkına varmak, o duyguyla temasa geçmek ve o duyguyu tanımlamaktır. Her yemek yeme isteği duygusal açlık değildir; kendinize şu soruları sorun:
Bu sorular, yemeğin altında yatan duygusal sebepleri anlamanızı sağlar. Günlük tutarak bu hisleri kaydetmek, hangi duyguların yeme davranışınızı tetiklediğini belirlemede yardımcı olabilir.
Duygusal açlık hissini bastırmak yerine, bu duyguları farklı yollarla çözmeyi öğrenmek önemlidir. Örneğin;
Dengeli Beslenme ve Düzenli Öğünler
Duygusal açlığı yönetmenin bir diğer önemli yolu, dengeli bir beslenme düzeni oturtmaktır. Yeni yemek yemiş olmak tok olmak değildir. Düzenli ve yeterli besin içeriğine sahip öğünler, kan şekerinin dengede kalmasını sağlar ve ani açlık krizlerini önler. Ayrıca, yeterli miktarda protein, lif ve sağlıklı yağlar içeren bir diyet, tokluk hissini artırarak duygusal yeme ataklarını azaltabilir.
Yasaklı ve çok katı diyetler duygusal açlığa sebep olabilir. Örneğin, “Diyet yapıyorum, 30 gün çikolata yemeyeceğim” gibi keskin çizgiler koymak duygusal açlığınızı tetikleyebilir. Besinler ulaşılabilir olmalıdır. Dönemsel olarak canınız tatlı istediğinde tüketerek bu durumların sıklığını azaltabilirsiniz.
Kilo verme sürecinde en önemli faktörlerden biri, kendinize karşı anlayışlı olmaktır. Duygusal açlıkla karşılaştığınızda kendinizi suçlamak yerine, bu durumu anlamaya ve öğrenmeye çalışın. Duygusal dayanıklılık geliştirmek, sadece kilo vermekle kalmayıp, aynı zamanda genel yaşam kalitenizi de artırır. Duyguyu anlarsak, duygunun ihtiyacını da anlayabiliriz.
Duygusal açlık, çoğu zaman göz ardı edilen fakat kilo verme ve genel sağlık üzerinde büyük bir etkiye sahip olan bir durumdur. Problemin sebebi açlık olmadığından, çözümü de “yemek” değildir. Çoğunlukla yemek kısa bir uyuşma, sakinlik, es vermek gibidir. Bu açlık türünü tanımak ve yönetmek, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemenin ve uzun vadeli başarı elde etmenin anahtarıdır. Unutmayın, profesyonel destek alarak bu süreçte yalnız olmadığınızı bilmek çok önemlidir.
Dyt. Şevval ŞENGEZEN GÜNDOĞDU
Diyetisyen
Son Yazılar